Lanh!

Yaptığım toplumsal araştırma şunu gösteriyor ki bize ait değerleri çok çabuk unutuyoruz.

RC Colayı hatırlayan yok lan! Şaka gibi. O lanet diş gıcırdatan tadı nasıl unuttunuz lan?

Kınıyorum!

Abraham'ın Türkiye Güncesi

Sevgili günlük,

Günlük yazınca aklıma büllük geldi bi' miktar güldüm. Büllük ne be? Çok eğlenceli kelime adeta. Herneyse. Ahauhaheaha büllük lan!

Türkiye'de bulunduğum süre zarfında Türk insanını yakından tanıma fırsatım oldu ki zaten Türkiye'de bulunup Litvanyalıları tanıma fırsatım olsaydı işte o zaman ürperirdim. Litvanya halkına da sevgilerimi yolluyorum bayrağınız çok güzel.

Türkler beni çok sevdi. Durmadan adımı söyleyip durdular bir de öyle içten ve sevgi dolu ki adeta beni sahiplendiler. " Vay Abrağaaam nağber" veyahut " Abrağaam gelmiş, nasılsın Abrağaaam. Heyt be Abrağaaam benim!" nidalarını duymadan bir günüm geçmedi. Bende onları çok sevdim bıyıklı şeyler.

Anlam veremediğim bir olgu var ancak. Bazı iddaalaşmaları veya tartışmalarında benim başımı ödül olarak ortaya koymaları beni çok korkuttu. " Sen anca Abrağaaamın başını alırsın" diyen pek çok insan gördüm ama iyi bir şeymiş bu sonradan öğrendim. Başım yerinde duruyor.

Sözlerimi burda sonlandırırken evi çok özlediğimi belirtmek istiyorum. May halamın yaptığı kızılcabörülceoynargelingörünceli turtaları çok özledim.

C u later, alligator.

izahat istiyorum efendim!

lazlar kimin için çalıyor hea?

bunu istiyorum!

devlet erkânı toplanıp temel atma değil göbek atma töreni yapsın bence.

"hepimiz hayatımızın bir bölümünde başka bireylerin popolarını ısırmakla ilgili fanteziler kurmuşuzdur" paydasında insanlığı buluşturma projesi

birleşmiş milletlerden geçen cep telefonuma çağrı geldi. " ulan çakallar kontör yüklerken gördüler ya aramazlar artık bi' ay" diye söylenerek geri aradım. telefonuma cevap veren Ban Ki-moondu. " adamın isme gel arada imla işaretleri neyin var bizde de olaydı nolurdu sanki böle adımı bi' Fa'tîh diye yazamadan gençliğim bitti şerefsizim" diye ben düşüne dururken Ki-moon hal hatır sormakla meşguldü. geyiği geçtikten sonra karın ağrısını açıkladı. insanları ortak paydalarda buluşturarak farklı milletler arası hoş bi' ortam oluşturma programı söz konusuydu. yok böle efendim sloganlar, otobüs durağı afişleri. arada tv reklamları neyin insanlara aslında hepimizin ehh skerim lan yazarken darlandım zaten yılın en sıcak günü gölgede 38 diyo ben mik mik blog yazıom kafa mı kaldı lan on defa döndüm durdum okudum ne yazdım diye zaten klavyenin arasına dondurma damladı bu olay beni gayet üzdü ki ben üzülünce sinirli bi hal alıyorum. yazmıyorum lanh daa! bu sıcak etik deil lanh! aya adam yollıcanıza kansere çare bulcaınıza yönlendirilebilir iklim geliştersenize lanh! lanh! çay var mı yiğenim harareti alır? çayh? anne dur parkeyi silme deminden beynim aktıydu kulaımdan geri korum ben yerine sen şey etme. anneh! hele hele.:,;+%^^'

mieah!

yaz en sıcak günlerini yaşadığımız şu sıralar yardımımıza adeta bi' süper kahraman gibi yetişti karpuz. açık ve sarih kişiliği ile maskeydi kostümdü hiç uğraşmadan gayet cıscıppak oturdu gene sofralarımıza. " ağbim öle oturma altına bi gaste verelim çoluk çocuk masada yemek yioz götün başın değio masaya" dediysekte o bizi iplemeden vakur bi' edayla masada ki oturuşuna devam etmekte.

karpuzun ortaya çıkışına elbette herkesler sevinir ancak ööle bir gurüh var ki yılın 9 ayı sinsi gibi karpuz çıkışını bekliyolar. onlar kim mi? onlar aramızda onlar her yerde! yan odada salonda, otobüste, çarşıda... onlar, onlar yaşlılar!

bütün bir sene " karpuz çıksa da yesek mieah" die adeta sinsi gibi pis gibi takma dişlerini bileyen bu güruh, hiçbir bilimadamının anlamlandıramadığı bi' şekilde karpuza zaafları var. mikrofonu uzattığımız bazı bilimadamları ilk olarak " ulan oğlum deney neyin yapıoruz burda ortalık safî kimyasal atıkıydı radyasyondu kaynıo öle bi anda adama mikrofon mu uzatılır aklımı aldınız lağn!" desede akabinde bizimle görüşlerini paylaştılar. bu zaaf karpuzun yumuşak olması -ki bu sayede kolay tüketmeleri- dil de kalan son 3 5 papili de okşayabilecek kadar şekere sahip olması ve o süper kahraman havasından kaynaklındığına inandıklarını söylediler.

karpuz, bebeğimsin!

yavaş gel yiğenim!

küpeşte. evet evet yanlış duymadınız küpeşte.

üstünde durmak istediğim kelime bu. elbette daha önce sağda solda bi' şekilde kulağınıza naif dil darbeleri atarak gaçmiştir bu kelime. ancak; hiç dediniz mi a dostlar nedir bu küpeşte?

söylenişi itibariyle gayet korkunç ve ürkütücü olan bu kelime karşıladığı nesneye göre gereksiz sert bir fonetiğie sahip. çünküm; bildiğimiz korkuluk bu efendim. apartman boşluklarına neyin konulandan. aslında tdk' ya göre bu şekilde bi' kullanımı yok ama ben çok küpeşteci gördüm.

küpeşte! duyan da sanar ki bizi skicek şerefsiz.

ben konuştum halletcekler.

çok tutulan şarkısıyla aynı adı paylaşan sanatçı- sunuculu tv programları...

bi' programa ad bulmak bu kadar mı zor?

he ben diim de sonra sağda solda rezil olma

jostein gaarder isminin telafuzundan çekilen zorluklardan ötürü bu konuda bilgilendirme ihtiyacı duydum. sonra sağda solda kör cahil olmayın dostlar.

yûstayn gorder olacak doğrusu.

saçmaladım.

yanlış anlama mahallemizin insanısın uyarmak bize düşer.

" trakya aksanıyla konuşan insanların bulunduğu her oluşum kesin komiktir gülelim lan" mantığı yanlıştır bebeyim.

masonların parmağı var bu işte medya sayesinde insanları yönlendiriolar bak adamlar koskaca iki (2) film çekti zeitgeist die izleyin öğrenin canım aa.

zeitgeist ne lan?

mango.

bugün mango yedim.

" ayıya bak insan yediini içtiini saklar gördüklerini anlatır." diyebilirsiniz ama ben kalıpların dışında aydın bir insanım, halkın beni farklı bulması gayet normal die düşünüorum.

ben daha önce de mango yedim. ben çok mango yedim ama bugün şunu düşünme şansım oldu.

olmasa da olur lan.

a drunken sailor?

ziraat bankasının az önce t.v. de dönen reklamını gördüğümde verdiğim tepki bu oldu a dostlar.
bildiğimiz o güzelim irlanda türküsü hemen oryantel formata uydurulmuş darbukalı zurnalı versiyonu yapılmış ve reklam cingleı olmuşta, olmuş mu?

neden bir banka bu türküyü cingle yapar?

neden?

evet, evet biliyorum. teşekkür ederim.

yeap bu doğru bugün doğum günüm. adeta bi' malmış gibi hiç farkında değilmişim gibi ortada geziyorum ve biri kutladığında " aa! benim aklımdan çıkmış bile" diyorum. bunu neden yapıyorum bilmiyorum. adeta beni kendine çekiyor. adeta gücün karanlık tarafı lan bu!

neyse. kafama takılan bi' şi var - ki bu ara tek olan şeyde bu- insanlar neden doğum günümü 21inde kutlarlar. ben 22 martta doğmuş bi' insanım ancak her sene 21inde daha fazla tebrik alırım. sanırım beyinlerin tembelliğiden kaynaklanıyor. sonuçta 21 mart - affedersiniz ama bu noktada kızdım- taşşaklı bi' gün. bahar gelmiş falan fişman her kültür de bi' ağırlığı saygınlığı var. sosyete de adı geçiyor. öte yandan 22 marta baktığınızda bi' numarası yok desek yeri. takvime baktığımızda fekenin kurtuluşu ve dünya su günü olduğunu görüyoruz. bu durumda feke halkından ilgi bekliyorum. evet arsız gibi yapıyorum bunu. attention whore oldum adeta a dostlar.

bu yazım burda biterken facebook sayfama geri dönüp başka kutlayan var mı diye bakacağım. " ahh canım çok teşekkür ederim hatırlaman ne hoş" diye wall-to-wall yapacağım. en çok beni sevin lanh!

Türk'ün pokerle imtihanı

oou bebeğim o denli yardım severiz ki.

facebookta geçen poker oynarken bunu farkettim. o kadar sıcakkanlı ve insana yardım etmeyi seviyoruz ki. bi' insan poker oynarken ne diye elini söyler ki? "birader çift as var sen girme yazık olur ben söyliyim". sağol babe yea.

Türk'ün Türk'ten başka dostu yok aga yea!

lanh?

sert bi' tepki verdiğime bakmayın a dostlar. meraktan böyle oldum bi' anda.

bugün pek kültürlü bayanla konuşurken -ahh bebeğim beynimi sktin adeta- bol miktarda kullandığı bi' kavram nedir diye düşündüm bulamadım.

antiparantez. evet kelimemiz bu. antiparantez nedir? nasıl bi' şekildir? klavyede shift+ ne yapınca çıkar bu meret?

ayy ben bu gece uyuyamam kız bunu bulamazsam!

Labyrinth (1986)

1986 yapımı bu film de caste baktığımızda david bowie'yi görüyoruz ki zaten filmin tek izlenme nedeni kendisidir efendim. jareth the goblin king rolünde görebiliriz kendisini. ayrıca ona bu filmde -adı castte geçmese de- küsküsü eşlik ediyor. gri çarşamba pazarı taytı yüzünden bütün film küsküsüyle yakından tanışıyoruz.




film çekildiği yıla göre çok sağlam görsellere sahip. renkler, açılar felan gayet iyi.

ludo karakteri, erken dönem bir chewbacca gibi. zaten george lucas'ın film de parmağı var. sir didymus gibi manyak bi' karakter olması filme neşe katıyor ayrıca. geri kalan karakterler de pek göze çarpmıyor. mavi saçlı tırtılı unutmamak lazım. labirentte kaybolmuş bi' insana " karımla tanışmış mıydınız" diye soru soran mavi saçlı tırtıl pek unutulcak gibi değil zaten.


konuya gelirsek, açık konuşayım anlamadım. küskünün oyunculuğu gözlerimi kamaştırdığı için pek takip edemedim ama sanırım iyi şeyler anlatıyor.

101 dakikalık bu film david bowie olmasa - küsküyü es geçmeyelim- gene izlenir miydi bilemiyorum.

bi' takım adamlar

bi' takım adamlar dürtmesiyle blog açmış durumdayım.

adamlar...