twitter'a abanmaktan 140 karakteri geçmeyen yazılarla geçiştiriyorum blogu resmen. hoş bana yeter 140 karakter. çok konuşursam saçmalıyorum. omzum acıyor. sevmiyorum. üzücü.

üzülüyorum

dördüncü kez aldığım organik kimya dersinin finali yarın. ben bütünlemeye bıraktım. sıkıcı.

tadilat

buraları komple değiştirmek lazım. biraz boya biraz da mobilya süper olur ki aslında.

gaste kağıdına çay yaprağı sarıp içme konusunda bir deneme

yoo fakirlikten değil bu deneme öyle düşünmeyiniz. gayet winston soft paketin azizliğidir çektiğim zulüm. eve seğirtirken dolu gibi görünüp bir anda biten zalım yaktı beni. fakat bir yandan da götüm atmıyor değil. zehirlenme ihtimali gani ama açık markete kim gitcek yeağ.


blogum varmış benim. unutmuşum.

top 500 rock songs

" kolay yoldan hepsini çıkarayım adamlar ne güzel seçip koymuşlar lan" düşüncesiyle indirdiğim torrentin bana, itunesa ve ipoda bu denli çılgın dakikalar yaşatacağını adeta beklemiyordum. bu çılgın dakikalar sonunda şunu öğrendim ki deep purple hakikaten rock tarihine sadece smoke on the water kazandırmamış. fakat dikkatimi çeken bir detay ise soldier of fortune inatla kenara atılmış bir şarkı. cover falan mı ki bu? biri bana bunu açıklasın!

internetten ders kaydı

pek sevgili okulum istanbul üniversitesi bahar yarıyılı ders kaydını internet üzerinden yapmaya karar vermiş. daha transkripti internet yayınlamayan bir kurum için oldukça cürretkar hareketler bunlar. ( cürretkar kelimesi ne zemen geçse aklıma şamdan vb. softcore gazete ilaveleri dönemi geliyor ve hande ataizinin at üstünde ki cıbıl hali gözümün önünde beliriyor. neden bi' insan ata çıplak biner? neyse.)

uzun uğraşlar sonunda yaptığım kayıt sonu şunu fark ettim ki; internet dediğimiz şey bizim öğrenci işleriymiş. evet evet ta kendisi. internetten kayıdı öğrenci işlerinde 3 saat sonunda tamamladığıma göre düz mantıktan ilerlersek öğrenci işleri internetmiş.

anlatamadım.

yaktın beni formspring!

seviyorum efendim. her türlü ortamda ilgiyi üstüme çekmeye bayılıyorum. ortalama bi' attention whore'dan kat be kat üstünüm bu durumda kapışırım.



geçenlerde de bu ilgi açlığımı tatmin etme amacı ile formspring profili açtım. eelenceli gülmeceli ortam hoşuma da gitti gayet. ancak 2 gün önce gelen bi' soru inboxımda öylece durmakta. " birine aşık olman için 3 sebep nedir?". adeta dert oldu ne diyeyim diye. ne cevap vereyim diye düşünürken kendi kendime, kendim hakkında baya derin düşünmeye başladım ve benliğimi fark ettim adeta.



an itibariyle bi' iç yolculuktayım. ileri de formspring sonrası aydınlanma çağı diye bi' dönemimden bahsedebiliriz sanırım.